Loading
Eren Acar

Entrepreneur

Volunteer

Founder

Learner

Eren Acar

Entrepreneur

Volunteer

Founder

Learner

Blog Post

Başarısızlık ve Dayanıklılık Üzerine

29 Aralık 2024 Deneme
Başarısızlık ve Dayanıklılık Üzerine

Başarısızlık ve Dayanıklılık: Zorlu Yolların Kahramanı Olmak

Hayat, çoğu zaman bir dağın eteğinden zirvesine tırmanmaya çalışan bir dağcının yolculuk süreci gibi düşünülebilir. Büyük bir dağa tırmanmak için sarp yamaçları ve çetin kayaları geçmek gerekir. Hava bazen sakin ve güneşli, bazen kar ve fırtınalı olabilir. Eğer zaman azsa, dağın tepesine varmak için gerekirse; en karanlık gecelerde kalkacak ve o adımı atacaksın.

Bizi düşman olarak görenler veya dost görünüp kullanmak isteyenler olacak elbette; aklını çok iyi bir şekilde kullanacak ve o savaş alanında muzaffer olacaksın. Yaralanacak, en yakınların tarafından aldatılacak, kalabalıklar tarafından hor görülecek ve hatta yok sayılacaksın. Peki, hep daha iyisini isteyip bunun için çabalarken, elde ettiğin onca başarısızlıklara rağmen; fiziksel ve zihinsel, bireysel ve toplumsal ve de varoluşsal olan tüm bu sorunların, zorlukların üstesinden gelmek için ne kadar dayanıklısın?

Başarısızlığın Anlamını Kavramak

Başarısızlık. Pek çoğumuza bu kelime, ödülsüz bir çaba, boşa harcanan zaman ya da kırılan umutları çağrıştırıyor. Ama “başarı-sızlık” içinde başarıyı da barındıran bir kelime. Başarısızlığı anlamak ve başarıya geçiş yapmak için öncelikle hatanın nerede olduğunu öğrenmemiz gerekir.

Dilimizde “hata” kelimesi, çoğu zaman “yanlış” anlamında kullanılır. Ama hayatın içinde yapılan bir hatayı yalnızca “yanlış” anlamında kullanmak ne kadar doğru olur? Hayatta yapılan bir hata, aynı zamanda doğru olanı anlamak ve ona öğrenerek ulaşmak için ihtiyaç duyulan bir gereksinimdir.

Başarısızlık, öğreticidir. Zorluğa karşı verilen savaşların, atılan yanlış adımların ve yapılan yetersiz planların çıktılarını gözler önüne serer. Bir yanlışı tekrar etmemek için daha fazla strateji, daha fazla sabır ve daha fazla bilgelik geliştiririz. Bu nedenle, başarısızlık yalnızca bir yanlışa varış değil, daha iyi ya da doğru olana doğru bir yol alıştır, deneyimsel bir yatırımdır. Bu yatırım bize genelde ne kazandırır?

Dayanıklılık: Fırtınalara Rağmen Ayakta Kalmak

Dayanıklılık, zorlukların yükünü taşıyabilme yetisidir. Bu kelime, kökeninde “direnme” ve “esneme” anlamlarını taşır. Dayanıklılık kelimesinin İngilizce karşılığı “Resilience” olarak ifade edilir ve eş anlamlı sözcükleri de “Durability, Flexibility, Toughness, Adaptability, Tenacity” şeklinde bir çağrışım içindedir. Burada dayanıklılık kelimesinin esneklik, adaptasyon ve azim için kullanılması uzun vadeli bir başarı için gereken şeyin dayanıklılık olduğunu ispatlar niteliktedir.

Bir fırtınada güçlü bir ağaç, köklerini toprağa sıkıca sabitleyerek devasa güce karşı direnmeye çalışır. Yanında da narin bir saz vardır ve o ise rüzgârın şiddetiyle bir oraya bir buraya eğilip bükülür ama fırtına sona erdiğinde, dev ağaç yıkılmış halde yerde uzanırken, saz esnekliği sayesinde sapasağlam ayakta kalır.

Dayanıklılığın temelinde yatan en büyük sır, fiziksel ve zihinsel dayanıklılıktır. Zihnimiz, bize olan olaylardan çok, bu olaylara nasıl tepki verdiğimizle şekillenir ve fiziksel hareketlerimiz ile zihnimizdeki enerjiyi dışarı yansıtırız. İşte bu yüzden dayanıklılık, bir yetenek değil; bir algılama halidir.

Dayanıklılık, Hem Bir Sonuç Hem Bir Süreç

Bir kahramanın başarı hikayesini dinlediğinizde; hiç o kişiden şu sözleri duydunuz mu, “Her şey kendi kendine yola girdi ve ben bir efsane oldum.” Hayır! Kahramanların hikâyeleri, tam tersine zorluklarla doludur. Tıpkı bir kılıcın sertleşmesi için ateşte defalarca dövülmesi gerektiği gibi, insanlar da ancak zorluklar karşısında defalarca dövülerek dayanıklı hale gelir.

“Yeterince çabaladım ama olmadı,” demek, aslında dayanıklılığın test edildiği anlardır. “Yeterince çabaladım ama olmadı,” demek, aslında dayanıklılığın test edildiği anlardır. Başarısızlık, son durak değil; vesait/vasıta değiştirmeniz gereken bir duraktır. ‘Olmadı’ dediğimiz anlar, bize neyin yanlış gittiğini analiz etme fırsatı verir. Ancak, bu anlarda çoğu insan geri çekilir ve pes etme etmeye meyilldir. İşte, tam da bu noktada devam edenler, gerçek bir dayanıklılık elde eder.

Büyük liderler, bilim insanları ya da sanatçılar, ilk denemelerinde mi büyük başarılar elde etmişler? Ne Thomas Edison ampulü, ne de Wright Kardeşler uçağı bir denemede icat etti. Onlarca, yüzlerce “başarısız” deneme sonucunda başarısızlığın nasıl bir öğrenme süreci olduğunu bize gösteren binlerce örnek var ve onlar her çabanın bizi bir adım daha ileri götürdüğünü kanıtlar.

Dayanıklılık, ise hem bir sonuç, hem bir süreç. Zorluklarla ve kaosla dans etmeyi öğrenen insanlar, yalnızca hedeflerine ulaşmakla kalmaz; aynı zamanda süreci keyifli kılan bir hayat yaşarlar.

Başarı Yolu?

Başarı; hedeflenen şeye ulaşılması olarak tanımlak, kelimenin hem anlamını sınırlıyor hem de pratik olarak hedefin ulaşılması gerçek anlamda tatmin edici bir hissiyat kazandırmıyor. Başarı; hedefe giden yolda yolculuğun tamamıdır. Dikenli, taşlı yollarda atılan her adım, sizi siz yapan hikayenin parçalarıdır.

Hedefiniz ne olursa olsun; eğer bir gün pes etme noktasına gelirseniz, Napolyon’un şu sözü hatırlayın: “Zafer, en fazla sebat edenlerindir. (La victoire appartient au plus persévérant)” O fırtınada öğrendiğiniz dersler, sizin en değerli hazineniz. Belki de kozmos, kaosta var olabilmeyi de bu yolda başarmıştır kim bilir?

Tags:
Write a comment