Loading
Eren Acar

Entrepreneur

Volunteer

Founder

Learner

Eren Acar

Entrepreneur

Volunteer

Founder

Learner

Blog Post

Beynim Artık Bana Ait Değil

31 Mart 2025 Deneme, Eleştiri
Beynim Artık Bana Ait Değil

Beynim, artık bana ait değil. Evet, bu bir metafor değil. Kurduğum her iletişimde kafama kazınan tonla bilgi, telefonuma gelen her bir bildirim, okuduğum her yorum, söylenen her “akıllı” öneri, aslında hep başkalarının gündemini taşımakta. Beynimin yönetimini sosyal medya algoritmaları devraldı adeta. Gördüğüm bir haber, gün boyunca hangi konu hakkında düşüneceğime karar veriyor. Bu hastalıktan sadece ben muzdarip değilim. Arkadaşlarım ve akrabalarımda da aynısından var. Daha doğrusu çevremdeki insanların artık tamımında şunu görüyorum; kendi düşünceleriyle değil, maruz kaldıkları içeriklerin yankılarıyla konuşuyor.

Ve de tüm bu olan bitene maruz kalmamız sebebiyle gerçekleşen bireysel düşünce erezyonu yetmiyor, kimileri tarafından olanlara sessiz kalmamız, karışmamamız da isteniyor.
“Böyle yapma, başına iş çıkarma!”
E, ne yap?
İzle, beğen, paylaş ya da kaydır ve unut.

Ama ben unutmuyorum.
Unutmak da istemiyorum.
Unutmak, özgürlüğe giden bir yol değil; aksine, içimizdeki sesi bastıran işlevsel bir gardiyan. Kurdukları hapishanede sessiz bir şekilde kalmamı sağlayan bir araçtır, unutmak. Porno izlemek gibi. Süreç biter. Ne izlediğini hatırlamazsın. Hatta izleyip izlemediğini bile. Önemsizleşmiştir senin için tükettiğin ve belki bu yüzden ertesi gün yine düşersin aynı sahte içeriğin tüketimine. Unutmak, huzur verici bir tuzak. İşte ben, bu yüzden hafızamı diri tutmakla cezalandırılacağım kendimi, teslim olmuyorum.

Olan bir şey üzerine hakkıyla durup düşünecek bir vakit yok artık. Hızla değişen bir gündem var ve olanlar üzerinden prim kasmak için abaratan birileri. Onlar, bilinçli veya bilinçsiz tüm bu gerilimin daha da tırmanmasına sebep oluyor ve hep diri tutuyorlar. Zihnimizi uyarıyorlar ama ruhumuzu uyutuyorlar.

Sonsuz bir içerik bombardımanı ve sürekli tetikte kalmamızı sağlayan çeşitli araçlar, bildirimler… Her şey, “Hemen!” olmalı. İşte bu hemen baskısı, modern dünyanın bir kelepçesi aslında.

Ve biz?
Biz, “güncel kalmak” adına kendimizi tüketiyoruz. Olan bir şeye yorum yapmadan duramıyoruruz. Her şey için bir fikrimiz var ve her şeyden haberimiz. Sahi, bizim neyimiz var? Bunca bilgiyle neyi anladık ve neyi unuttuk? Kendimizi…

Tags:
Write a comment